belagat — is., ti, esk., Ar. belāġat 1) İyi konuşma, sözle inandırma yeteneği Gülünç olduğu kadar hazin bir belagati varmış. H. F. Ozansoy 2) Söz sanatlarını inceleyen bilgi dalı, retorik 3) ed. Konuyu bütün yönleriyle kavrayarak hiçbir yanlış ve eksik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
BELÂGAT-FÜRUŞ — f. Belâgat taslıyan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
belâgat — (A.) [ ﺖﻏﻼﺑ ] kusursuz söz söyleme … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
belagat — iyi konuşma; sözle inandırma yeteneği; söz sanatlarını inceleyen bilim dalı … Hukuk Sözlüğü
İZHAR-I BELÂGAT — Belâgat gösterme … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
BELÂGAT-PERDÂZ — f. Düzgün konuşabilen, iyi söz söyliyebilen … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
BELÂGAT-PİRÂ — Belâgata süs veren. Süslü ve belâgatlı konuşan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İLM-İ BELÂGAT — Edb: Güzel söz söyleme veya yazmayı öğreten ilim. Edebiyatın bir şubesi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İLM-İ BEYAN — Belâgat ilminin, yâni edebiyatın, hakikat, teşbih, istiâre, mecaz, kinaye kısımlarından bahseden ilim dalıdır … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
BEYAN — İzah. Açıklama. Anlatma. Açık söyleme. * Öğretme. * Fesahat ve belâgat. * Edb: Belâgat ilminin hakikat, mecaz, kinâye, teşbih, istiâre gibi bahislerini öğreten kısmı. (Bak: Belâgat) * Söz olsun, iş olsun; vukû bulan şeyden murad ne olduğunu o şey … Yeni Lügat Türkçe Sözlük